Lütfen düşünün ya da hiç düşündünüz mü? Zihninizdeki trafik, trafikte zihninizi ne hale getiriyor.
Aslında şunu ifade etmeye çalışıyorum; “Zihninizdeki kalabalık ve karmaşık olan, özel ya da iş hayatınızdaki problemleri azaltmadığınızda (çözmeden) kalabalık ve riskli bir trafikte güvenşi sürüş yapamazsınız” diyorum.
Kalabalık bir trafikten bahsetmişken İstanbul’dan bahsetmek istedim.
Dünya da herkesin zihninde Paris aşk kokar, Roma tarih… Sizce İstanbul da ağırlıklı olarak öne çıkan şey nedir?
Bence trafiktir, hatta kalabalık bir trafiktir. Dünya da 200 den fazla kentin trafik yoğunluğunu ölçen araştırma ” Trafik Sıkışıklığı Endeksi” açıkladı. Geçen yılın 2. si İstanbul, bu yıl rakiplerini geçerek (!) 1. sıraya yükseldi…
Bu bilgiyi paylaştıktan sonra yavaş yavaş konumuza dönelim. Uzun yol güzergahlarındaki araç kullanımları yalnız olmakla beraber hayal kurma, düşünme, hatırlama gibi konu başlıklarını beyinde geri çağırma durumu yaşar. Bireyin bu konularda kendi öğrenme ve düşünme sürecinde tutum ve davranışlarının araç kullanırken değiştiğini gözlemleyebiliyoruz.
Hızlı okuma uzmanları diyor ki; Beynimiz gözümüzden çok daha hızlı. Şimdi okumaya ara verin ve düşünün.
Trafikte ne olunca panikliyorsunuz? Hava şartları ( kar, yağmur), kalabalık trafik, geç kaldım, telefondaki haber, hatırlamak, adresi bulamamak, araç arızası, bilmediğiniz güzergah, gece sürüşü, yönetici/amiriniz ile tartışma, kötü geçen toplantı, maddi problemler, sağlık sorunları, ailevi konular ya da profesyonel iş hayatının zorlukları. Bütün bunlara rağmen trafik kazasından zihinsel beceriniz ile uzaklaşabilirmisiniz?
Bizlerin eğitmen olarak bu konuya olan cevabı %100 evettir. Başarılır mı?
Zaman ve efor gerektirir. Nasıl?
Lütfen trafiği ve trafikteki olumsuzlukları, emniyetsiz durumları, riskli kullanıcıları kanıksamayın, normalleştirmeyin, ‘ burası Türkiye’ yapacak bir şey yok demeyin.
Sizin için trafikte riskler nelerse onları risk olarak aklınızda tutun güzergahınız ( ev, iş) gelişen risk ve tehlike süreçlerini takip edin.
Belki de kendinize dikkat skorları vermeyi denemelisiniz. Kendi kendinize dikkat bölünmesi testleri yapmayı deneyin. Eylem, nesne, el ve göz koordinasyonunuzu takip edebilirsiniz.
Bugünden sonra belki de davranışlarınızı değişmelisiniz, dikkat verdiğiniz şeyler mi? Yoksa trafikte diğerleri mi riskli tahlil yapmaya başlayın.
Geçenlerde ( Mayıs 2016) belgesel kanallarının birinde şöyle bir ifade duydum; Zinnimizin 3’te 1’i görüşe ayrılmış.
Demek ki trafik bizim için bir illüzyon anlamına geliyor ya da optik yanılsamalar yaşayacağınızı unutmamalısınız.
Yani başka bir deyişle gözler hareketi takip eder, düşünme hızı, hafıza, görüntü üçlüsüne ek olarak tanımlamayı ekleyebiliriz. Tüm bunlar olup biterken aracınızda o an ki hızınızla yoluna devam ediyor. İşte tam bu nokta itibariyle sizin reaksiyon davranışlarınız devreye giriyor. Güzergahınız üzerindeki olası gelişen risklere nasıl ve ne şekilde reaksiyon göstereceksiniz veya gösteriyorsunuz.
– Yavaşlama (ayağınızı gazdan çekmek)
– Direksiyon manevrası
– Frene bashmak
Hangisini tercih ediyorsunuz. Düşünün ve tüm bu olup bitene rağmen aracınız maalesef hala yoluna gitmeye devam ediyor, evet belki biraz yavaşlama eylemi olabilir, fakat yeterlimidir? Bence her zaman yeterli olmayabilir.
Neden; Şöyle bir cümle hiç kurdunuz mu ya da duydunuz mu?
“Ayağımı frene bile basmadan çarptım” işte bu cümle bu ülkedeki kazaların genel özeti diyebiliriz.
Aslında düşünüyorumda bu mesleğe başladığımız yıllarda bize birileri bu makale içindeki konu başlıklarını anlatıyor olsaydı, kendimizi çok daha çabuk geliştirebilmiş olurduk, bizim için zaman içinde ” kan, ter ve gözyaşı” olarak tecrübe etme fırsatı oldu.
“Bu yazı kafamın geldiği nokta ile içimden gelenlerin yazıya döküldüğü metindir.”
YOLUNUZ VE BAHTINIZ AÇIK OLSUN.
KAZASIZ GÜNLER
Haziran 2016